23 Temmuz 2015 Perşembe

Silindir Konfigürasyonlarına Göre Motorlar 4. Bölüm: Boksör, Düz, H ve 180 derece V Motor


Sıralı ve V motorlardan hatırlayacağınız üzere sıralı motorları birbirleriyle farklı şekillerde birleştirerek (en azından teoride) farklı özellikler gösteren motorlar üretmek mümkün. Boksör ve düz motor da birbirinden küçük farklılıklar gösteren iki sıralı motorun yatay olarak birleştirilmiş versiyonu olarak düşünülebilir.

Sırt sırta vermiş vermiş, aynı anda ve zıt yöne yumruk atıp, aynı anda yumruklarını geri çeken 2 boksörü düşünülelim. Boksörlerin kol ve yumruklarını piston olarak kabul edersek, bu boksör motorun çalışma şekli olur. Adı da buradan gelir. Düz motoru zihnimizde daha iyi canlandırmak için ise yine sırt sırta duran iki boksörün karşıya yumruk attığını, fakat biri yumruk atarken diğerinin yumruğunu geri çektiğini düşünebiliriz.

Yani boksör motorda pistonlar üst ve alt ölü noktaya aynı anda ulaşıyorken, düz motorda biri alt ölü noktadayken diğeri üst ölü noktada oluyor. Şimdi H ve 180 derece V motorları daha iyi anlamak için yukarıda yazan hareketleri 2 çift boksörün yan yana durarak tekrarladığını düşünelim. Aynı anda yumruk atıp aynı anda geri çeken iki boksötün kolları H harfinin dik çizgilerine, yan yana duran vücutları ise H harfinin yatay çizgisine benzer. H motorun adı buradan gelir. V motorlardan hatırlayacağınız üzere yanma tüm silindirlerde farklı zamanlarda meydana gelir (bir boksör yumruk atarken diğeri yumruğunu çeker). 180 derece V motoru diğer V'lerden ve H motordan ayıran farklılık da bu durumdan kaynaklanır. Ayrıca bahsedilen hareketi tamamlayabilmesi için boksör motorun her piston kolunun farklı bir krank pimine, düz motorun karşılıklı her iki kolunun ise aynı krank pimine bağlanması gerekir.

düz(sol), boksör(sağ)


Yani özetle silindirleri bir krank mili etrafında yer düzlemine paralel olarak yerleştiren motorlara yanma ve bağlantı özelliklerine göre boksör motor veya düz motor diyoruz. Her ne kadar teknik anlamda bu farklılıklardan dolayı farklı isimlerde adlandırılsalar da, günümüzde bu tip motorların geneli boksör motor olarak adlandırılmaktadır. Örneğin Ferrari 1973-1984 yılları arasında ürettiği Berlinetta serisi araçlarında 12 silindirli bir düz motor kullanmıştır fakat araçlar " Boxer " olarak anılır. Bu yüzden yazının devamında bu motorların genelinden " boksör motor " olarak söz edeceğiz.




Boksör motorları diğerlerinden farklı kılan birkaç büyük avantajı vardır, bunlar kapladığı yer, ağırlık merkezi ve sarsıntı ve titreşim yönünden daha tatminkar oluşudur. Şöyle ki;


  • Boksör motor yatay olarak geniş ve dikey olarak fazla yüksek olmaya bir motordur. Bu sayede aracın kaput bölmesinde diğer ekipmanlar için daha fazla yer sağlayabilir.
  • Ağırlık merkezi diğer motorlara göre daha aşağıdadır. Motorun arabayı oluşturan en ağır ekipmanlardan biri olduğu hesaba katıldığında, bu durum boksör motor kullanan araçların ağırlık merkezini daha aşağıya çekmede yardımcı olur. Aşağıdaki ağırlık merkezinin aşağıda olması yüksek performanslı araçların sürüş dinamiklerine önemli ölçüde katkıda bulunur.
  • Boksör motor, motorun çalışması esnasında ortaya çıkan kuvvetleri dengelemede daha başarılıdır. Bu sayede bir balans mili veya krankta ekstra ağırlık olmadan da gayet stabil çalışabilir.
Bu özellikleri boksör motoru diğer motorlardan öne çıkarır fakat her motorda olduğu gibi boksör motorda da bazı istenmeyen özellikler mevcuttur, bunlar:

  • İstenmeyen gürültülerin fazla oluşu
  • Fazla yakıt tüketimi
  • Bakım yapacak kişi/yer bulmanın zorluğu
  • Kullanıma bağlı olarak kısa motor ömrü.

Boksör motor günümüze dek farklı zamanlarda farklı üreticiler tarafından denenmiş fakat hiçbir zaman bir sıralı ya da V motor kadar başarılı olamamıştır. Bunun nedeni boksör motorun yukarıda yazılan sadece belirli spesifik amaçlara, özellikle spor kullanıma, uygun bir motor oluşudur. Boksör motor kullanan araçlar arasında hepimizin aşina olduğu en belirgin örnek VW Beetle modelidir: 

Boksör motorun neden kullanıldığı, ne işe yaradığı gibi sorulara cevap veren en güzel örnek Beetle'dir. Çok hafif olan bu ve benzeri araçlarda savrulmaları önlemek ve daha stabil yol tutuşu sağlamak için ağırlık merkezi hayati önem taşır. Beetle'de kullanılan boksör motorun ilk avantajı budur.

 İkincisi, bu araçta motor önde değil, arkada konumlandırılmıştır. Ebatları açısından arabaya monte edilmesi daha kolay olan boksör motor, Beetle'da arkada konumlandırılarak önde bagaj bölmesi için yer ayrılmasına olanak sağlamıştır.

Boksör motor kullanan araçların başarılı örneklerinden biri olan Beetle, 50 yılı aşkın bir süre boyunca üretilmiş ve çok çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Boksör motor kullanan aşina olduğumuz markalardan bir diğeri Porsche'dir:




Spor kullanıma yönelik, güçlü ve hızlı olan bu araçlarda ve birkaç diğer Porsche modelinde de boksör motor aracın arkasında konumlandırılarak kullanılmıştır. Arkadaki kısıtlı alana sığabilen motor sayesinde yine önde bagaj için geniş bir yer ayrılmıştır:

Japon üreticiler Toyota ve Subaru'da boksör motorlar geliştiren üreticilerdendir. İki firmanın birlikte yürüttüğü çalışmalar mevcuttur Subaru birçok aracında halen boksör motor kullanmaktadır ve geliştirmeye devam etmektedir.



Yolcu araçlarında kullanılabilen ilk turbodizel boksör motor da Subaru tarafından 2006 yılında üretilmiştir.
Özetle boksör motor en çok belirli karakterde, belirli amaçlara yönelik araçlar üreten markalar tarafından daha çok kullanılır ya da yer, ağırlık merkezi gibi sıkıntılar yaşandığı zaman problemi çözmede uygun bir seçenektir. Subaru'nun turbodizel versiyonu üretmesinden sonra boksör motorların daha da yaygınlaşacağını savunanlar mevcuttur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder